YÜREKLERİMİZİN DONDUĞU GÜN

SARIKAMIŞ Şehitleri’nin Hakka yürüyüşlerinin 106’ncı yıldönümünde bir taziye mesajı yayınlayan ve bugünü “yüreklerimizin donduğu gün” olarak tanımlayan DEVA Partisi İl Başkanı A. Vahit Bingöl, Allahuekber Dağları’nda 90 değil, 78 bin askerimizin şehit düştüğünü, bu askerlerimizin tamamının da donarak değil, önemli bölümünün Ruslar ile çarpışarak şehit düştüğünü, bu arada karşı tarafa da önemli zayiatlar verdiklerini hatırlattı,
Kars’ı Ruslar’dan geri almak için 1914 yılının 15-22 Aralık tarihleri arasında, Allahuekber Dağları’nda başlatılan harekatta 60 bini donan, toplamda 78 bin şehit verdiğimizi hatırlatan Başkan Vahit Bingöl, bir yazılı mesaj yayınladı. Mesajına, “Yüreklerimizin donduğu gündü o gün. Bugün şehitlerimizin Hakk’a yürüyüşlerinin 106. yılı. Şairin dediği gibi; Sarıkamış dağlarında gül biter rengi kandır / Bu öyle bir hüzün ki, dile gelmez bir andır. Bu öyle bir destan ki, yıllarca gizli kalmış / Mehmetler uçup gitmiş, bize sızısı kalmış” dizeleriyle başlayan Bingöl, duygusal açıklamalarını şöyle sürdürdü:
“- Sarıkamış’ta dondurucu soğuk altında askerlerimizin durumunu Kurmay Subay Şerif Bey, ‘Sarıkamış’ adlı kitabında şöyle anlatıyor:
‘Yol kenarında karların içinde çömelmiş bir asker, bir yığın karı kollarıyla kucaklamış, titreyerek, feryat ederek dişleriyle kemiriyordu. Kaldırıp yola sevketmek istedim. Beni hiç görmedi. Zavallı çıldırmıştı. Bu suretle şu lanetli buzullar içinde biz belki on bin kişiden fazla insanı bir günde karların altına bıraktık ve geçtik.’
Rus Kafkas Ordusu Kurmay Başkan Vekili Dük Aleksandroviç Pietroviç ise Sarıkamış’ta gördüklerine şöyle anlatır:
‘İlk sırada diz çökmüş 9 kahraman. Mavzerleriyle nişan almışlar, tetiğe asılmak üzereler ama asılamamışlar…
İkinci sırada cephane taşıyanlar var, sandıkları bir avuçlamışlar ki, kainattan hırslarını almak istiyor gibiler. Öylesine kaskatı kesilmişler…
Ve sağ başta Binbaşı Nihat. Dimdik ayakta, başı açık, saçları beyaza boyanmış, gözleri karşıda…Allahuekber dağlarındaki son Türk müfrezesini teslim alamadım. Bizden çok evvel, Allah’larına teslim olmuşlardı.’
Elbette bugünden o günleri anlatabilmek oldukça zor. Allahuekber Şehitleri’nin yaşadıklarını hiçbir kelime veya cümleye sığdıramayız. Bu vatan uğruna canlarını seve seve feda etmiş Mehmetçiklerimiz için biz torunları, ne yapsak azdır.
Milli Şairimiz Mehmet Akif Ersoy’un dediği gibi Bir hilal uğruna, ya Rab, ne güneşler batıyor!
Bize emanet edilen bu vatan topraklarına gözümüz gibi bakmalı ve korumalıyız. Bizden sonraki nesillere de canımız pahasına en güçlü şekilde vatanı emanet etmeliyiz.
Başta Allahuekber Şehitleri olmak üzere bu vatan uğruna şehit düşen tüm askerlerimize Allah’tan rahmet diliyorum. Ruhları Şad, mekanları Cennet olsun.”