“KÜLTÜR YOLU”NA DÖRT DÜKKAN!

BÜYÜKŞEHİR Belediyesi tarafından sürdürülen ve yapılan değişikliklerle yapımı “yap-boz tahtası”na dönen Kültür Yolu Projesi’nde dükkan yapmak amacıyla başlatılan çalışmalar, “Kale’nin önüne yeniden kale yapıyorlar” eleştirilerini beraberinde getirirken, özellikle o bölgede önceki yıllarda işyeri sahibi bulunan insanlara, “Dükkanlarımız hangi gerekçeyle elimizden alındı, herkes biliyor. Şimdi mülklerimizin yerine yeni dükkan yapıyorlar. Bizim suçumuz, günahımız neydi” de dedirtiyor.
MAĞDURLAR OLUŞTU
Erzurum Kalesi’nin çevresini açmak amacıyla “Kültür Yolu” adı altında, önceki yıllarda, dönemin Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Küçükler zamanında başlatılan ve üç etaptan oluşacağı bildirilen projenin ikinci etabına, 6 metre 40 santim yüksekliğinde, sözleşme bedeli 11 milyon 506 bin liradan iki katlı 4 dükkan ilave edildi.
Kale’nin görüntüsünü keseceği, başlatılan inşaat çalışmasından da belli olan dükkanlar, o bölgede önceden işyerleri bulunan mülk sahiplerini, “kamulaştırma mağduru” durumuna soktu. Büyükşehir ile mahkemelik olan vatandaşlar, “Park yapacağız denilerek elimizden yok pahasına alınan mülklerimizin yerine yaptıkları dükkanları kim bilir kaça ihale edecekler! Normalde o dükkanlar bizim hakkımız ve biz hakkımızı istiyoruz” dediler.
ÇOK DEĞİŞİKLİK YAPILDI
Yapımı uzun zamandan beri devam eden projede yığınla değişikliğe gidilmiş, süs havuzlar su tutmamış, nikelajlı korkuluklar ahşaplarıyla değiştirilmiş, sulama sistemiyle yeşil alan yerine oturma yerleri ve banklar sulanmış, görme engelliler için düzenlenen yolların sarı renkli zeminleri parçalanmış, park lambalarında değişikliğe gidilmiş, plastik çocuk oyun parkına müdahale edilmiş, bu arada çevreye görsellik katan ağaçlar da seri gece operasyonlarıyla yok edilmişti.
ÖNCEDEN NEDEN DÜŞÜNÜLMEDİ
Sadece Cumhuriyet Caddesi’ne bakan kısımda değil, yıkılan Ömer Duygun İlkokulu’nun binasının yerinde de dükkan yaptırıldığını bilen, gören vatandaşlar, “Proje en başından eli, ayağı düzgün şekilde yapılsaydı da, bu tür müdahaleler olmasa, iğreti yapılar ortaya çıkmasaydı olmaz mıydı? O parkta küçük kafeler, butik işyerleri, insanların ihtiyaçlarını gidereceği sosyal donatılar olmalıydı. Bu işler de en baştan planlanmalı ve o plan dahilinde çalışmalar yürütülmeliydi. O vakit Erzurum Kalesi’nin önü de çirkin yapılaşmayla kesilmemiş olurdu” dediler. erzhaber