KAPIMIZDAKİ BÜYÜK KURAKLIK TEHLİKESİ!

ÇOK sayıda can kaybına neden olan, binlerce konutun enkaza dönüşmesine yol açan olan depremin yaralarını sarmaya çalıştığımız şu günlerde bu defa karşımıza “kuraklık tehlikesi” çıktı.
“Kuraklık” deyip de geçmemek lazım. Kuraklığın yalnızca bu yıl değil, gelecek yıllarda da bizi etkileyeceği unutmamalıdır.
İnsanlık olarak doğaya yaptığımız müdahaleler sonucu küresel ısınma ve iklim değişikliğini yaşıyoruz.
Bir yandan da yağış rejimi değişiyor.
Meteoroloji Genel Müdürlüğü (MGM) verilerine göre; Türkiye’de son 22 yılın en kurak dönemini yaşanıyor.
Sonbahar kurak geçti, kış aylarında da beklenen yağışlar gelmeyince İstanbul, Ankara ve Bursa gibi büyük kentlerin içme suyunu karşılayan barajlarındaki doluluk oranı kritik seviyelere indi. Barajlardaki su seviyesi yüzde 20-25 seviyelerine geriledi.
Bursa’daki Nilüfer Barajı’nın neredeyse kurumak üzere olduğu belirtiliyor.
Yağış oranlarındaki düşüş endişe vericidir.
En fazla düşüş yaşanan Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ndeki yağış oranının, geçtiğimiz yılın ocak ayına göre yüzde 74 azaldığı ifade ediliyor.
Bölgenin büyük kısmı depremin etkisinde kaldı.
Bölgede yer alan 10 bin 197 köyün depremden zarar görmesi sonucu çok sayıda traktör, tarım alet ve ekipmanı yıkılan binaların altında kalmış, çok sayıda hayvan telef olmuştur.
Bölgenin ağır kuraklık geçirmesi tarımın ve üretimin zor durumda kalacağını göstermektedir. Bu nedenle acil önlemler gerekir.
Ülkemizin tamamını tehdit eden kuraklığın devam etmesi durumunda tarımsal üretimde düşüş yaşanacak ve bu durum fiyatlara ciddi bir artış olarak yansıyacak.
ALINMASI GEREKLİ ÖNLEMLER
- İsrail çölde havadaki nemi toplayıp suya dönüştürme işlemi yaparak tarım yapıyor. Biz de havadaki nemi toplamalıyız!
- Kullanma ve içme suyunu etkili, yeterli ve verimli kullanmayı öğrenmemiz gerekiyor.
- Zorunlu alanlar dışında su tüketiminde bir kısıntıya gitmemiz kaçınılmaz hal almıştır.
- Su tüketimi yoğun olan sektörlerde kullanılan suyun tekrar kullanılması için geri dönüştürülebilir sistemler kullanılmalıdır.
- Kuraklığın şiddetine göre su kaynakları yönetim planları ortaya çıkarılmalıdır.
- Kirli sular arıtılarak tekrar kullanılmalıdır.
- Havadaki nemi artıracak ağaçlık alanlar artırılmalı betonlaşma engellenmelidir.
- Doğaya zarar verecek zararlı gaz ve çöpleri atılması engellenmelidir.
- Sürdürülebilir su kaynakları için doğal çevre, yeşil alanlar ve ormanlar korunmalıdır, ağaçlandırma yapılmalıdır.
- Yere gömülü yağmur suyu depolarından yenilikçi çatı yapılarına değin uzanan bir dizi teknik çözüm de mümkündür.
- Drenaj kanallarını temizleyip tüm yıl boyunca suyla doldurmalı ve sulama yapmak için çiftçileri desteklemeliyiz.
- Uygun olan tüm bitkilerin anız ve hasat artıklarının azami düzeyde kuru ot ve saman olarak değerlendirilmesi ve anız yakılmaması konusunda çiftçi eğitimlerinin düzenlenmesi.
- Daha az suya ihtiyaç duyan bitkilere geçilmesi gerekir.
- Su israfı kültürünün yerini, suyu doğru ve sorumluluk bilinciyle kullanma kültürü almalıdır.
- Ulusal su planının da geliştirilmesi şarttır.
- Devlet, yalnızca su depolama konusunda bile olsa, büyük su havzalarının etrafındaki projelere acilen daha fazla kaynak ayırmalıdır.