HER YER ÇÖPLÜK…
İÇİMİZDEKİ ihanet şebekeleri ile yedi düvel kol kola girmiş,
Yedi koldan üstümüze üstümüze geliyorlar.
Milletçe yeniden kurtuluş savaşı veriyoruz.
İnanıyorum ki, bu savaşın galibi biz olacağız.
Evelallah bu taarruzları püskürtüp,
Önünde-sonunda düzlüğe çıkacağız.
Ancak, bu girdaptan çıkıp canımızı kenara atmak isterken,
Geleceğimizi tehdit eden devasa bir sorunu görmezden geliyoruz.
Sorun; ülke tahribatı, sorun çevre kirliliği, sorun doğa katliamı.
Sorun; rant ekonomisi, çarpık yapılaşma, plansız büyüme,
Estetik kaygısı gözetmeyen betonlaşma.
Yaptım oldu zihniyeti, yapanın yanına kâr kalması,
Denetimsizlik!
Toprağımız, suyumuz, havamız kirlendi.
Yolumuz geçilmez, suyumuz içilmez, havamız çekilmez oldu.
Foseptikler denizlere, göllere bağlandı.
Nehirler, göller kurudu.
Zeytinliklerin, narenciye bahçelerinin yerini beton yığınları kapladı.
Her taraf pislik içinde, her yanımız çöplük.
En gözde turizm merkezlerinde insanlar burnunu tutarak dolaşıyor.
Sahillerde bile nefes alınamıyor.
Acımasızlık, hoyratlık, gözü donmuşluk almış başını gidiyor.
Çocuklarımızın geleceği talan ediliyor,
“Dur” diyen olmuyor.
Kimse umursamıyor, kimse aldırış etmiyor.
Bu gidişle, bu sorunu nasıl çözeriz aklım almıyor.
Cenneti, cehenneme çeviriyoruz.
Velhasıl el birliği ile kıyametimizi hazırlıyoruz.
Değerli Süreyya bey, Yedi düvele verdiğimiz mücadeleden başarı ile çıkacağımıza, sizin gibi ben de inanıyorum. Ancak, böyle giderse bir girdaptan çıkarken, deyim yerinde ise çevre kirliliği terörü içine düşüp yok olacağız. Keşke TV’de evlendirme programları kadar çevre kirliliğine de yer verilse. Sosyal sorumluluğunuz için teşekkürler.