GÜZEL KONUŞMAK İÇİN ULAMA’YA DİKKAT

BÖLÜM : 4
KONUŞMADA AKICILIK ULAMA İLE OLUR
ULAMA!
Bu kuralı genel olarak biliriz, ancak sorun uygulama noktasındadır.
Nedir ulama?
Bir sözcük sessiz harfle bitiyor, devamındaki sözcük ise sesli harfle başlıyorsa sözcükler birleştirilerek okunur.
Örnek vermek gerekirse; “en eski elbise” diye yazılır, “eneski elbise” diye okunur.
Bir başka örnek vermek gerekirse: Cüneyt Arkın diye yazılır, Cüneytarkın diye okunur.
Peki ulama neden önemlidir?
Ulama sayesinde konuşma akıcılık kazanır.
Öyle ise ulamayı ne zaman yapmayız?
Eğer bir sözcük, konu gereği öne çıkarılmak isteniyorsa ulama yapılmaz!
Mesela, “Dolabımda çok sayıda eski elbisem var, ama biri en eski elbisem” şeklinde yazdığımız cümleyi, okurken “bu elbise benim en eski elbisem” der, “en” ile “eski” arasına bir kaç saliselik boşluk bırakırız.
Bu şekilde vurgu pekişmiş olur.
Aynı şekilde…
Cüneyt Arkın’ı sahneye davet ettiğinizi düşünün!
Nasıl anons edersiniz?
“Şimdi sahneye büyük oyuncu Cüneyt (birkaç salise boşluk) Arkın’ı davet ediyorum” deriz.
Vurgunun hep önde olduğu haber metinlerinde ise, ulama yapılmaz.
Hep sorarlar; diksiyon eğitimi alırsam sesim değişir mi diye…
Ses rengi, doğuştan gelen bir özelliktir, asla değişmez.
Ancak diksiyon eğitimi ile cilalanır ve kulağa hoş gelen ritmik bir ses oluşumunu sağlar.
Mesela, sesinizin rengi çok iyi olabilir ancak diksiyon eğitimi almamışsanız, o ses kulağa hoş gelmez.
Ancak orta düzeyde bir sesiniz var, ama diksiyonunuz çok iyi…
İşte bu sesi dinlemeye doyamazsınız!
Son söz : Unutmayın, güzel konuşan bir kişi, açılmaz sanılan kapıları kolaylıkla açabilir…
KELİMELER :
Şarz değil şarj, taktir değil, takdir. (Taktir etmek imbikten süzmek anlamına gelir, beğeni ile ilgisi yoktur) Direk değil, direkt, (Doğru, düz anlamı için kullanıldığında ) Merdane (oklava) merdâne (mertçe anlamına gelir.)
Bugünlük bu kadar.