DAHA KENDİMİZİ NE KADAR KANDIRACAĞIZ?

YİRMİBEŞİNCİ Dünya Üniversiteler Kış Oyunları öncesinde Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin, Erzurum’da en az 700 milyon liralık (eski parayla 700 trilyon lira) yatırım yaptığı söylendi.
***
Atlama kuleleri, curling salonu, buz hokeyi salonları ve dahası…
***
Erzurum olarak, adını bile bilmediğimiz yığınla spor dalıyla 2011’de tanıştık.
***
Dünya klasmanında 5’nci sırada bulunan üniversite oyunlarının açılışını, Cemal Gürsel Stadı’nda muhteşem bir gösteriyle yaptık.
***
Açılış töreninde devletin tüm üst düzey takımı Cemal Gürsel’deydi.
***
Oyunlar nedeniyle Erzurum hiç gündemden düşmüyor, hemen tüm televizyonlar sabah-akşam programlarında oyunlarla ilgili haber ve söyleşileri ekranlara taşıyorlardı.
***
Yerel yöneticilerin yaptığı açıklamalar, fukara vatandaşı büyük beklentiler içine sokuyor, esnaf, sıkıntılarını oyunlar sayesinde aşacağına inandırılıyordu.
***
Gün geldi oyunlar başladı ve bitti.
***
O günden beri çoğu insan sabırla, umutla ve sarsılmaz bir inançla sorunların çözüm bulmasını bekliyor.
***
Bugünlerde kış sporları klasmanında iki basamak daha yukarıda olduğu belirtilen EYOF’u düzenleyeceğiz, 2011’deki heyecanın onda biri yok şehirde!
***
Niye acaba?
***
Aslında Erzurum insanının sorduğu bir’den çok “cevapsız soru” var.
***
Mesela Cumhuriyet Caddesi’nin merkezine kondurulan Palerium Alışveriş Merkezi!..
***
Bina için milyonlarca lira harcandı.
Geçtik harcanan parayı, şehrin en cazip ve değerli arsası “beton yığınına” dönüştü.
***
O yatırım(!) güya şehrin sosyal ve ekonomik hayatına canlılık katacaktı.
***
Buna biz de inandırılmıştık.
***
Sahi “neye yaradı o AVM?”
***
Şehrin kalkınmasına katkı mı yaptı, sosyal hayatımızı mı renklendirdi, yoksa birilerinin servetine servet katarken, çoğu Erzurumlu girişimcinin ocağına incir mi dikti?
***
Hani bir güç gelse mesela, kapısına kilit vursa o AVM’nin.
Acaba şehirde yokluğu hiç hissedilir mi?
Sanmam!
***
Yapılan yanlışlar, atılan hatalı adımlar insanı hayretler içinde bırakıyor.
Dolayısıyla insanların heyecanı tükeniyor, umudu kırılıyor.
***
EYOF’un, üniversite kış oyunları kadar ilgi görmemesinin ya da vatandaşın “umursamaz” bir tavır takınmasının sebebi bu.
***
Süslü laflarla pazarlanan “umut projeleri” ve bu projelerden umulan beklentiler boşa çıktığı içindir ki, artık kimse söylenenlere çok da fazla kulak asmıyor.
***
Hatırlamamız lazım; Hasankale’de “Akasya Vadisi” diye bir projeye start verildi.
***
Yüzlerce insandan para toplandı.
Devre-mülk sistemiyle işleyecek bir yer oluşturulacaktı.
Temel atıldı, koca bir de bina yapıldı, o kadar!
***
Akasya Vadisi’nde yönetim kayyuma geçmişti iki sene önce.
Vatandaş verdiği paraya mı yansın, yoksa umutlarının kırıldığına mı, bilemiyor.
***
ETÜ var mesela.
***
Büyük bir umut projesiydi.
Beş yıl sonunda koca Erzurum Teknik Üniversitesi’nin sahip olduğu öğrenci sayısı 4 bin bile değil.
***
Gidin bakın belki Erzurum Lisesi’nin o kadar öğrencisi vardır, hem de öyle süslü püslü binaları, lojmanları, kampüsü olmamasına rağmen.
***
Yine hatırlamalıyız!
Erzurum, sınır kenti değildi ama, sınır ticareti kapsamına alınmış, yetmemiş bir de “serbest bölge” avantajı ile ödüllendirilmişti.
***
O avantajlı yerlerin bugün hiç biri yok maalesef.
***
Bizim kış oyunları düzenlediğimiz yıl, Trabzon’da da yaz oyunları düzenlenmişti.
Bir milat olmuş oyunlar Trabzon’a.
***
Deniyor ki, özellikle Suudi Arabistan başta olmak üzere, Arap ülkelerinden 2016 yılında Trabzon’a 500 bin “bol paralı” turist gitmiş.
***
Bu sayı, 2010 yılında 30 bin bile değilmiş.
***
Dönüp bir de bize, Erzurum’a bakmak gerekirse!..
Yapılan şu kadar trilyon liralık yatırımlara karşılık, acaba gelen turist sayısında ne kadar bir artış olmuş, ya da olmuş mu?
***
Sakın ola ki, kimse kalkıp devleti suçlamasın, imkanların yetersizliğinden filan yakınmasın.
***
Ak Parti hükümetleri Erzurum’a her daim arka çıkmış, ödenek olarak bu şehre hakettiğinden fazlasını göndermişler.
***
Anlayacağınız sorun kaynak yetersizliğinde değil!
***
Sorun ufkun sığlığında, sorun önceliklerin iyi belirlenememesinde, sorun “ben yaptım, oldu” mantıksızlığının öne çıkmasında ve sorun, atamaların “liyakat esasına” esasına göre yapılmamasında.
***
Hal böyleyken, biz şimdi kalkmış “çok cazip” işlerle uğraşıyoruz.
***
Yani aşşığı yuduzmuşuz, çur’una güveniyoruz.