AMATÖR KÜME’NİN EN SERT TOPÇULARIYDILAR…

ERZURUM‘da, Erzurumspor Futbol Kulübü’nün kurulmadan önceki yıllarında, Birinci Amatör Küme maçları, büyük ilgi görür, toprak zeminli, tahta tribünlü 3 Temmuz Stadı tıklım tıklım dolarken, biri birleriyle taraftar anlamında da “rakip” olan insanlar, hiçbir güvenlik önlemine gerek duyulmadan, ya da farklı tribünlerde oturmaya zorlanmadan maçları seyreder, bu arada dostluklarına da kalıcı perçin vururlardı.
Birinci Amatör Küme’nin, forma renkleri ile bilinen ve anılan 3 önemli futbol takımı vardı. Erzurum’da futbola renk katan, gücüyle bilinen ve rakiplerine korku salan bir Karagücü takımı daha vardı. O takım, askerlerden oluşan bir ekipti, bu nedenle rekabet ortamı içinde pek yer almazdı.
RENKLERİN DİLİ VARDI
Palandöken, sarı-kırmızı forma rengiyle aynı zamanda Galatasaray taraftarının takımıydı. Sarı-lacivert renkleriyle Dağcılık, Fenerbahçeliler’in, siyah-beyaz formalı 12 Mart da Beşiktaşlılar’ın taraftarı oldukları takımlardı.
Bu futbol kulüpleri ile isimleri özdeşleşmiş futbolcular, her yönleriyle renk katarlardı amatör futbola.
O isimlerden ikisi, bugün Erzurum Havalimanı’nda karşılaştı, kucaklaştılar.
Arkadaşları arasında sertlikleri nedeniyle “gardiyan” olarak anılan 12 Mart’ın ele, avuca sığmaz kaptanı Şahap Eygü, ihrama girmiş, umreye gitmek için hazırlık yapıyordu. Palandöken’li Durali Gökkaya da, bir yakınını uğurlamak için gelmişti havalimanına.
UZUN ZAMAN SONRA BULUŞTULAR
İki eski dost, ezeli rakip, belki uzun zamandan beri görüşemiyor olmanın heyecanı ile sarıldı, kucaklaştı, hasret giderdiler.
Yıllar, bir zamanların “top geçer, adam geçmez” anlayışı ile hareket eden, 3 Temmuz’un toprak zeminine yığınla anı bırakan iki acar ismini yıpratmıştı belki. Saçlar beyazlaşmış, yüzlerde çubuklar derinleşmişti ama iki dost, sevgi ve sempatilerinden çok da bir şey kaybetmemişlerdi.
ecrzurumdanhaberler.com olarak tanık olduğumuz bu tesadüfi buluşmayı, tarihe not düşme adına yazalım istedik.
Önceki yıllarda hacca da giden, dolayısıyla kutsal yolculukta deneyim sahibi olan Şahap Ağabeyi’ye “uğurlar olsun” derken, Durali Ağabeyi’ye de “sana da nasip olsun” diyerek temennide bulunduk. erzhaber