AMACIM ÖNCELİKLE İŞTAH KAÇIRTMAK

YAZIMA, “Kimsenin ağzı sulanmasın” başlığını efelenmek ve birilerine meydan okumak amacıyla atmadım elbet!
İçi boş, süslü lakırdıları art arda dizip, nabza göre şerbet vererek kimselere şirin görünme niyetinde de değilim.
Siyasetçi gibi, emeksiz prim toplamayı, öne çıkmayı, boy göstermeyi çok hazzettiğim de söylenemez.
Yazıyı kaleme alma amacım çok farklı.
“Amacım öncelikle iştah kaçırtmak”, özellikle ve öncelikle pilava kaşık sallamaya hazırlananlara “boş hayaller kuruyorsunuz” diyebilmek ve meydanın boş olmadığını hatırlatmak.
*
Erzurum’un derdiyle dertlenen, tasasıyla hüzünlenen ve sevinciyle keyiflenen bir ailenin ferdi olarak, memleketi parsel parsel satanların ve hatta tüm inşaatçıların, yap-satçıların, bilimum müteahhit takımının ağzını sulandırdığına inandığım Palandöken Devlet Hastanesi’nin yeriyle ilgili düşüncelerimi dile getirmek, neden “kimsenin ağzı sulanmasın” uyarısı yapma ihtiyacı hissettiğimi, bu hakkı neye dayanarak aldığımı anlatmak istiyorum.
*
Tanımayanlar için hatırlatmak gerekirse; Erzurumlu’yum, Dere Mahalleli’yim ve mülkün, o taşınmazın önceki sahibi Salim Akkök’ün soyundan gelen torunlarından birisiyim.
Ortada henüz Sosyal Sigortalar diye bir kurumun olmadığı 1960’lı yılların başında, sonradan Sosyal Sigortalar Kurumu (SSK) adını alacak olan dönemin İşçi Sigortaları Kurumu, bugünkü Palandöken Devlet Hastanesi’nin yerinde bir hastane binası yapma kararı alır. Söz konusu yerde bir mezarlık, Köşk tarafından gelen suyla çalışan iki değirmen ve 5-6 parsel arazi ile harman yeri vardır.
*
Muratpaşa Mahallesi nüfusuna kayıtlı Salim ve Rıza Akkök kardeşlere ait olan bir değirmen ve taşınmazlar, hastane yapılması kaydı şartıyla kamulaştırılır.
*
Yaşı 80’i aşkın annemin ve halen Yalova’da yaşamını sürdüren halamın “Bizimdi, ailemizindi” diyerek onayladıkları, tapuda kaydı ailemizin üzerine olduğu gözüken o arazilerin üzerinde, kamulaştırma sonrası inşa edilen ve 1969 yılında hizmete giren, son adı “Palandöken” olan SSK Hastanesi’nin kapısına 52 yıl sonra ve sürpriz bir kararla “Depreme dayanıklı değil, tehlike arzediyor” denilerek kilit asıldı.
*
Binalardan özellikle iki blok ile bazı küçük birimlerin yer aldığı binaların depreme dayanıklı olmadığı gerekçesiyle birkaç gün içinde, inanılmaz bir çabuklukla boşaltılması, Erzurum kamuoyunda şaşkınlık uyandırdı.
Haberlerin sosyal ağlarda paylaşılması, beraberinde çok sayıda iddia ve dedikodu ve “haklı değerlendirmeler”i de beraberinde getirdi.
*
Haberlere yorum yapan ve görüşlerini açıklayan insanların neredeyse tamamına yakını, “Binalar depreme dayanıklı değilse güçlendirilsin. olmazsa yıkılsın, yerine yine hastane yapılsın” diyerek görüş ve düşüncelerini getirirken, yetkililerden konuya ilişkin somut bir açıklama gelmemesi, akıllarda soru işaretleri oluşturdu.
Şehrin merkezinde yer alan, yürüme mesafesinde olan, bir vasıtaya ihtiyaç olmaksızın, kolaylıkla ulaşılabilen Palandöken Devlet Hastanesi’nin yerine yenisinin “mutlaka” yapılması gerektiğini belirten vatandaşların beklentisi cevap bulur mu bilinmez ama, atıl duruma düşen ve tıpkı Aziziye Araştırma Hastanesi binalarında olduğu gibi, “yağmalanma” tehlikesi ile burun buruna kalan binaların geleceği ile ilgili olarak Sağlık Bakanlığı’nın ya da Erzurum Valiliği veya Büyükşehir Belediyesi’nin ne düşündüğü, biz dahil herkes tarafından merak ediliyor.
*
Palandöken Devlet Hastanesi’nin alel acele taşındığı, son anda “kurtarıcı” rolüne bürünen Mareşal Çakmak Hastanesi ile Şehir Hastanesi’nin kent merkezine hayli uzakta olduğuna işaret eden vatandaşların sesine kulak verilmesi, beklentilerinin yerine getirilmesi, her türlü sürprizlere gebe bir ülkede ve bir şehirde yaşayan insanlar olarak herkesin…
Ve yine Akkök Ailesi’nin bir ferdi olarak boşaltıldığı günden itibaren, inşaatçıların ağzını sulandırdığına inandığım için yakın takibe aldığım, önünde şanla, şerefle dalgalanan bayraklarımızın inmesine, indirilmesine asla izin vermeyeceğimiz Palandöken Devlet Hastanesi’nin yerinde, hiçbir ama’ya, fakat’a, şöyle ya da böyle’ye yer bırakmayacak bir kararın ivedilikle alınması ve insanımızın ihtiyaçlarına cevap verecek bir “butik hastane”nin yapımına başlanması, bizlerin de ortak dileğidir.
Umarız beklenen adımlar atılır ve umarız Palandöken Devlet Hastanesi bu hale dönmez!