“İÇİNDE ALTIN VAR” OYUNU, HER YERDE OYNANMIŞ!

MADEN, taş, tarihi kalıntı konusunda bilirkişi olabilecek kadar deneyim ve bilgi sahibi Oğuzhan Türk’ün, kamuoyunu hem aydınlatmak, hem de bilinçlendirmek amacıyla yaptığı açıklamaların bire bir benzerini İran’ın Culfa Kenti’ne bağlı Gülferec Köyü’nde yaşayan İskender Ebdali’den (40) duyduğumuzda, kulaklarımıza inanamadık.
SIRLARLA DOLU BİR GEZİ
İran İslam Cumhuriyeti Erzurum Başkonsolosu Sajad Soltanzade’nin katkıları ile İran’ın Maku ve Culfa kentlerine yönelik olarak gerçekleştirdiğimiz gezide; insana “bu kadar benzerlik asla tesadüfi olamaz” dedirten ilginç, bir o kadar da sır dolu rastlantılarla da karşılaştık.
GÜLFEREC’TEKİ GİZEM
Toplamda 5 gün süren gezimizin sonlarına doğru, Aras Serbest Bölgesi Basın ve Halkla İlişkiler Görevlisi Yunus Azadi’nin mihmandarlığında Culfa’ya 15 kilometre ötede bulunan Gülferec Köyü’ne bir ziyaret gerçekleştirdik.
Köye varıp da, oldukça geniş bir bahçeden içeri adımımızı attığımızda, hiç de yabancısı olmadığımız koç heykelleri ve mancınık gülleleri ile burun buruna geldik.
AYNI SİNSİ OLAYLAR İRANDA’DA YAŞANMIŞ
Son zamanlarda çalışmalarına yakından tanıklık ettiğimiz Aziziye Belediyesi Taş Eserler Müzesi Sorumlusu Oğuzhan Türk’ün, “Birileri coğrafyamızdaki Türk izlerini silmek için her türlü oyunu deniyor, bu toprakların bize ait olduğunu kanıtlayan tarihi değerleri yok etmek için sinsice geceli-gündüzlü çalışıyorlar. Türk’ün mührü olarak bilinen koç heykellerini, ‘içinde altın var’ yalanıyla tahrip ettiren, kırdırıp, parçalatmaya çalışanların oyunlarına gelmemek gerekir” şeklindeki sözlerinin benzerini, Gülferec Köyü’nde yaşayan ve kendini tarihe, tarihi değerleri korumaya adayan İskender Ebdali’den de dinledik.
KÜLTÜR, AYNI KÜLTÜR
Başta koç heykelleri olmak üzere, geçmişe ait değerleri, kendi gayretleri ile oluşturdukları müzede sergileyen, “Yerimiz yok. Bir bu kadar daha eser var” diyen İskender Ebdali’den, sohbetimiz sırasında bir de şiir dinledik.
Bahçedeki ocağının başında bize bitki çayı ikram eden Ebdali, çayı kesme şeker ile Erzurum usulü kıtlama içti.
Akşamın karanlığına kadar oturduğunuz, tarih kokladığımız, sohbetler yaptığımız, dostluk köprüleri kurduğumuz bahçeden hiç de istemeyerek ayrıldık ve Culfa’ya doğru yolumuza koyulduk. erzhaber