OSMANLI DÖNEMİ ERZURUM’UNDA ESNAFLIK VE AHİLİK NASILDI?

ERZURUM, Osmanlı döneminde esnaf teşkilatının en kuvvetli olduğu illerden birisiydi. Öyle ki, 19. yüzyılın sonlarında bu teşkilat, başka yerlerde ortadan kalkmışken, Erzurum’da Cumhuriyet’İn ilk yıllarında dahi ayaktaydı.
Ahi, yani esnaf teşkilatının üç önemli yöneticisi vardı: Şeyh, kethüda ve yiğitbaşı.
Erzurum’daki ahi teşkilatının başındaki son isim Debbağlar Şeyhi Arif Efendi’dir. Arif Efendi’den önce, 1880’li yıllarda Erzurum’daki Debbağlar Şeyhi, Büyük Debbağhâne’nin sahiplerinden olan Hacı Nebi Ağa idi. Esnaf teşkilatının başında bulunan Debbağlar Şeyhi, esnaf arasında çıkan problemleri hallettiği gibi, esnafın belediye ve hükümetle olan ilişkilerine de nezaret etmekteydi.
Osmanlı’nın son dönemlerinde Erzurum’daki esnafların şeyhi Arif Efendi iken, Umum Esnaf Kethüdası Hacı Haşim Efendi’ydi. Kethüda, şeyhin esnaf yanındaki temsilcisi olup esnafın işlerini takip eder ve toplantıları idare ederdi.
Anladığımız kadarıyla Debbağlar Şeyhi, bütün esnafın üzerinde temsili bir makam olup, esnaf gruplarının fiili liderleri kethüdalardı.
Kethüdanın en önemli yardımcısı olan “yiğitbaşı” yerine, Erzurum’da bazen “yol ustası” tabiri de kullanılmaktaydı. Ahilik teşkilatından kalma bir terim olan “yiğitbaşı”lık, Erzurum’daki bakırcılar esnafı içinde 1966 yılına kadar kullanılmış, bu tarihten sonra yiğitbaşı yerine “tebliğ memuru” ifadesi kullanılmıştır.