Dolar 33,9905
Euro 37,8430
Altın 2.821,50
BİST 9.577,46
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Erzurum 20°C
Yağmurlu
Erzurum
20°C
Yağmurlu
Sal 21°C
Çar 15°C
Per 16°C
Cum 18°C

DERS ALINACAK, ZÜLFÜ YARE DOKUNAN BİR YAZI

DERS ALINACAK, ZÜLFÜ YARE DOKUNAN BİR YAZI
4 Eylül 2024 16:47 | Son Güncellenme: 4 Eylül 2024 16:48

TRABZONLU Profesör Dr. Şengül Öymen Gür, yıllar önce yazdığı, www.haber61 sitesinde 15 Haziran 2016 tarihinde yayınlanan yazıda, Trabzon’un hep kaybedeceğini ve artık bitmiş bir kent olduğunu belirtti.

Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Mimarlık Fakültesi’nden mezun 1970 yılında mezun olan ve bir yıl sonra aynı üniversitede asistan olarak görev alan, 1978 yılında kazandığı burs ile ABD’de Pennsylvania Üniversitesi’nde doktora yapan, 1989 yılında profesör olan ve şu anda Beykent Üniversitesi Mimarlık ve Mühendislik Fakültesi’nde görev yapan Prof. Dr. Şengül Öymen Gür’ün, yıllarca önce kaleme aldığı ve güncelliğini koruyup korumadığına sizlerin karar vereceği yazısında şu ifadeler yer aldı:

BİR NOSTALJİ 

New York’ta sabahın altısı.

Eminim herkes kalkmış duşunu alıyor, hazırlanıyor ve ‘kazanmak’ üzere sokağa adımını atacak.

Herkes kazanacak bugün, çünkü, iyisi de kötüsü de ‘Kazan Kazan Stratejisi’ ile düşünüyor.

Trabzon ise heeep kaybedecek.

Artık bitmiş bir kent…

Çünkü yaşam stratejisi yanlış.

Eskileri geri getiremiyor, tüm gelişmiş insanlarını kaybediyor.

Stratejisi ise ‘Sen Kazanma, Ben Kazanacağım!’ şeklinde.

Dolayısıyla, sonuçta kimse kazanmıyor.

Ne takımı, ne belediyesi, ne vilayeti, ne ticareti, ne de üniversitesi kazanmıyor, kazanmayacak da.

Kör topal, alaca karanlıkta ilerleyecek ve bitecek.

Bu durumun sorumluları toplasanız iki elin parmağını geçmez.

Ya bu düşüncesiz, kifayetsiz insanları değiştireceğiz, ya da bu çıkarcıların adımlarını izleyerek uçuruma yuvarlanacağız.

Hepsi bu kadar basit…

İYİLER HEP KAZANIR

Ama önce şu stratejiyi bir anlatayım…

Gelinim ile ben aynı okuldan mezunuz.

O da Pennsylvania Üniversitesi’nden hukuk doktoru unvanı aldı.

Dersin birinde; yönetme ve teşebbüs ile ilgili olan bir derste, hoca gelir, sınıfı önce ikiye sonra dörde böler ve her birinin bir de rakip takımı olan iki grup oluşturur.

Amaç karşı takımı aşmaktır ve bunun çeşitli ölçüt ve puantaj durumu vardır.

Sonunda gelinimin de içinde bulunduğu grup rakibine bir kazık atar ve 5120 puanla kazanır ama, karşı tarafa bakacak pek de yüzü kalmamıştır.

Diğer grupta ise ‘win win stratejisini’ uygularlar, ve sonunda biri diğerini yener ama her iki grubun da toplam puanı 10 binin üstündedir.

Kısacası, karşı tarafın mağlubunun bile kazancı birinci grubun galibinin iki katıdır. İşte, New York’ta herkes bu biçimde kazanıyor.

Biri biraz daha az, biri biraz daha çok, ama sonuçta herkes kazançlı.

TRABZON’U KİMLER YÖNETİYOR

Trabzon’u kendi işinden anlamayan 10 kişi yönetir!

Bunlar görevdeyken medya bunların arkasındadır.

Bu sözde etkili isimleri üzmek onlara okur kaybettirebilir diye ürkerler çünkü.

Bu insanlar bir beyaz eşya dükkanında, bir kuyumcuda veya bir mobilyacıda akşam saatleri oturur anlamadıkları konularda ahkam keser ve kendilerine yontarak ertesi günün planlarını yaparlar!

Hangi valiyi getirirlerse, hangi belediye başkanını getirirlerse, hangi rektörü getirirlerse şahsi çıkarları artar, bunun hesabını yaparlar. Vali daha önce nerede görev yapmış ve başarılı olmuştur, buna aldırmazlar, belediye başkanı imardan anlar mı dünya görüşü nedir, kendi görgüsü nedir, bu durum onları ırgalamaz. Rektör dil bilir mi, yayını var mıdır, dünya görüşü kapsamlı mıdır, bilimi yüceltecek kadar iyi bir akademisyen veya bilim adamı mıdır, yoksa kendini iyi gizleyen bir Atatürk karşıtı mıdır? Bu kalıplara onların literatüründe rastlanmaz. Rektör babasının idrarını eve asistan gönderip aldırmış mıdır, bu onlar için çok daha önemli ve elzem bir ölçüttür. Bunlara bakarlar, kamuoyu yaratırlar ve adamlarını göreve getirirler.

Bu kadarla kalsa iyidir, belki yine kazanır ve Trabzon’a kazandırırlar. Yok, onlar birbirlerine ikram ettikleri bol karbonatlı acı çaylarını içip evlerine dağılınca, bu kez de birbirlerinin yuvasını nasıl yapacaklarını düşünürler. Birbirlerine nasıl kazık atacaklarının hesabını yapar, birbirlerine küçük borçlar takar, böylece kısa dönemde kazandıklarını zannedip serin ve sinsi uykularına dalarlar.

UZUN DÖNEMDE KİMSE TAZANAMAZ

Uzun dönemde ne onlar doğru dürüst kazanır, ne de Trabzon.

Bu zihniyeti taşıyan kafaları sivil toplum örgütlerinin duyarlı yeni kuşakları değiştirmezse, bu milenyumda Trabzon iyice aç kalıp, birbirini sokak ortasında yiyecek. Üzgünüm, ama bu herkesin birbirinden sakladığı, telaffuz etmeye cesaret etmediği Trabzon gerçeği…

Sevgili duyarlı seçkin Trabzon ahalisi kendi işini bir kenara bırakıp, bilmediği konularda ahkam kesen, gazetelerde bol bol ucuz demeçler veren, kamuoyunu yanlış yönlendiren, kendi işini ve görevini yapmayıp Trabzon ekonomisine, ticaretine, kültürüne zarar veren bu başları kesin…

Belki o zaman Trabzon aslına rücu eder.

Yazının orijinali:

https://www.haber61.net/trabzon-haber/trabzonlu-profesor-yillar-once-trabzonu-boyle-anlatmisti-h267184.html

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.